Günlük Konuşmalarınızı Gerçek Bir Diyaloğa Dönüştürün!

Günlük Konuşmalarınızı Gerçek Bir Diyaloğa Dönüştürün!

Günlük Konuşmalarınızı Gerçek Bir Diyaloğa Dönüştürün!

Hepimiz, kendimizi kötü hissettiren konuşmaların içinde kendimizi bulmuşuzdur: Anlaşılmadığımızı, dinlenmediğimizi hissederiz ve bir şekilde, ne demek istediğimizi bile söyleyemeden kendimizi aşağılanmış gibi hissederiz. Karşımızdaki kişi aslında sesini bile yükseltmemiştir, kötü bir söz de söylememiştir. Peki, o zaman neden kendimizi bu kadar kötü hissediyoruz?

Sebebi, konuşmanın tek taraflı olmasıdır. Gerçek bir diyalog ve fikir alışverişinden ziyade, karşımızdaki kişiyle yapılan tek taraflı diyalogdur. Gelin birlikte günlük hayatta yaşadığımız sıkca karşımıza çıkan örnekleri birlikte inceleyelim.

 

Mansplaining

Bu, yalnızca erkeklerin yaptığı bir davranış değildir; kadınlar da bazen aynı şekilde davranabilir. Örneğin, çok ilginç bir makale okudunuz ve öğrendiğiniz bir konuyu, örneğin çırpılmış yumurta pişirmenin en iyi yolunu eşinize anlatmak istiyorsunuz. Yıllardır yumurta hazırlayan eşiniz ocağın başında ve siz, öğrendiğiniz bu bilgiyi her ayrıntısıyla ile paylaşıyorsunuz. Ancak partneriniz gözlerini deviriyor, düşüncelerini kendine saklıyor ve çırpılmış yumurtasına devam ediyor.

Kötü Bir Gün

Kötü olaylar üst üste gelmiş; patronunuz size kötü davranmış, trafikte insanlar arabalarını düzgün kullanamamış veya gazetede sizi üzen bir şey okuduğunuzu hayal edin. Şimdi bir arkadaşınızla buluştunuz ve daha “Günaydın” demeden hemen tiradınıza başladınız. Arkadaşınız ise kulaklarını tıkayıp, sizin bir süre boyunca ne söylediğinizin farkında olmadan sizi dinliyor.

Afrika’daki Durum Farklı

Bir biyoloji öğrencisi sadece “solucanlar” konusunda çalışmış çünkü profesörü solucanlar hakkında sıkça soru sorarmış. Sınavda ise ilk soru fillerle ilgiliymiş. Öğrenci: “Filin bir hortumu vardır. Bir solucana benziyor. Solucanlar aşağıdaki sınıflara ayrılır…” İkinci soru ise aslanlarla ilgilidir. Öğrenci: “Aslan Afrika’da yaşar. Orada buradakinden çok daha kurtludur. Solucanlar aşağıdaki sınıflara ayrılır…” Bazı insanlar böyle bir “konuşma” tarzına sahiptir. Tanıdıkları herkesin kaçındığı ve saatlerce başka bir şey tartışamayacakları favori bir konuları vardır.

Eminim bu tür durumlarla karşılaşmışsınızdır. Eğer böyle bir durumu hiç deneyimlemediyseniz, arkadaşlarınızı ve ailenizi doğru seçtiğiniz için sizi tebrik etmek isterim! Tüm bu örneklerin ortak noktası, konuşmanın tek taraflı hale gelmesidir. Diğer kişinin tepkilerinin konuşmanın devamı için bir önemi kalmaz ve bir süre sonra diğer kişi yalnızca bir izleyici olur, konuşmanın gerçek bir parçası olmaktan çıkar. Gerçek bir sohbette, konuları birlikte seçeriz; bu, illa ki birbirimizi tamamen anlamamız anlamına gelmez ama konuşmanın doğal bir akışı vardır.

Bu akışın teknik terimi “sıra alma”dır. Konuşmalarda gözlemleyebileceğimiz, kültürel olarak belirlenmiş düzenlilikleri, bir şey söyleme sırasının kime ait olduğunu gözlemleyerek fark edebiliriz. İşte bu düzenliliklerden birkaç örnek:

Duraklamalar

Bir duraklama, konuşma sırasının diğer kişiye geçtiğinin işaretidir. Yukarıdaki örneklerde çok az duraklama bulunmaktadır. Eğer başkalarının bizi sohbet ortağı olarak görmesini ve izleyici konumuna düşürülmemeyi istiyorsak, konuşmalarımızda duraklamalarla nasıl başa çıktığımıza dikkat etmeliyiz. Diğer kişinin konuşmaya yeterli zamanı olup olmadığını gözlemlemek önemlidir. Ancak burada dikkat edilmesi gereken, bizce yeterli görünen sürenin diğer kişi için yeterli olmayabileceğidir. Bu durumda, bu durumu dile getirmek faydalı olabilir.

Onaylar

İyi iletişim kuran kişiler arasında sıkça karşılaşılan çok önemli bir konuşma düzeni vardır. Örneğin;
Melis: “Ayşe Hanım’ın bugün giydiği elbisesini çok beğendim”
Sevgi: “Evet, bu pembe ve turuncu çok hoş olmuş gerçekten!”
Melis: “Kesinlikle! Ayşe Hanım’a bu elbiseyi nereden aldığını sormam lazım.”
Burada Melis bir konuyu gündeme getirir, Sevgi bunu onaylar, sonra Melis tekrar onaylar. Bu üç aşamalı süreç, iki kişinin konu hakkında ortak bir anlayışa sahip olduğunu ve bu doğrultuda sohbeti sürdürdüğünü gösterir. Çift ilişkilerindeki pek çok skeçte bu yapının tam tersi örneklere rastlanabilir. Örnek vermek gerekirse:
Melis: “Ayşe Hanım bugün harika bir elbise giymiş! Gerçekten çok beğendim!”
Serkan: “Hmm. Futbol maçını kim kazandı?”
Melis: “Pofffff…”

Havadan Sudan Sohbetler

Havadan sudan sohbetlerde, karşımızdaki kişilere değer verdiğimizi ve onları ortak olarak saygı duyduğumuzu hissettiren davranışlar gözlemlenebilir. Bir konferans örneğini ele alalım. Az önce arılarla ilgili bir sunum dinlediniz. Başkalarıyla birlikte bir masada oturuyorsunuz ve bir konu öneriyorsunuz:
Siz: “Arılar gerçekten harika hayvanlar. Sosyal yaşamları çok ilginç. “Yanınızdaki: “Evet, bu kadar farklı rolleri olduğunu bilmiyordum.”

  1. Yanınızdaki: “Ayrıca iletişim kurmak için kullandıkları dansları da biliyor musunuz?”
    Bu konuşmada bir duraklama olacaktır çünkü konu tükenmiş ve kimse başka bir şey söylemek için harekete geçmiyor. Ama sonra biri çıkar ve:
  2. Yanınızdaki: “Bazen dans ederken iletişim kurup kurmadıklarını merak ediyorum! Bazen salsa yaparken öyle görünüyor.”
  3. Yanınızdaki: “Oh, sen de mi salsa yapıyorsun?”

Bu tür konuşmalarda, ortak bir gözlemin paylaşılması, ardından konunun tükenmesi ve yeni bir konunun doğması gözlemlenebilir. Bu, paylaşılan deneyimlere ya da hikayelere yol açar.

Sonuç ve Düşünceler

Mansplaining, kötü günler ve favori konu monologları gibi konuşmalarda, kişi “sıra alma” kurallarını unutur ve diğer kişi, kaba olmak istemiyorsa, buna karşı çok fazla şey söyleyemez. Ancak, yukarıda bahsedilen kuralların farkında olmak ve eğer bu tür durumlar sıkça yaşanıyorsa, karşınızdaki kişiyle bunu başka bir zaman dile getirmek faydalı olabilir.

Günlük konuşmalarınızda tüm konuşma ortaklarınız için onaylayıcı ve doğrulayıcı olup olmadığını görmek amacıyla aşağıdaki soruları kendinize sorabilirsiniz:

  • Konuşma sırasındaki duraklamalarımız ne kadar sürüyor?
  • Bir şey söyleme sırasının bize geldiğini nasıl anlıyoruz?
  • Konuları nasıl seçiyoruz?
  • Konularımız hakkında nasıl hissediyoruz?
  • Sohbetlerde başarılı olduğumuzda, bu nasıl bir deneyim oluyor?
  • En son ne zaman gerçekten iyi bir sohbet gerçekleştirdik? Kim ne yaptı veya ne söyledi?
  • Ne zaman bir konuşma belki de daha iyi olabilirdi?
  • Bir dahaki sefere neyi farklı yapabiliriz?

Umarım konuşma bilimine dair bu kısa gezinti faydalı olmuştur! Daha fazla tartışmak, derslerimiz hakkında bilgi edinmek ya da sohbet ve koçluk uygulamalarınızdan içgörüler paylaşmak isterseniz, neden ücretsiz buluşmalarımıza katılmıyorsunuz?